Dişetlerinin kendiliğinden veya dişleri fırçalarken kanaması,
Dişetleri kırmızı, şiş ve hassas olması,
Ağrılı çiğneme,
Dişlerde sallanma,
Diş kaybı veya yer değiştirmesi,
Dişlerde soğuk ve sıcakta hassasiyet,
Dişeti çekilmesi veya dişlerin uzaması,
Ağızda kötü koku ve tad,
Isırma sırasında dişlerin yer değiştirmesi,
Dişetlerinin dişlerden ayrılması,
Diş ile dişeti arasından iltihap gelmesi gibi durumlar dişeti hastalığından kaynaklanabilir.
Dişler düzenli bir şekilde her gün en az iki kere fırçalanmalı.
Her gün dişipi kullanılmalı.
Altı ayda bir düzenli kontroller için dişhekimine başvurulmalı.
Sigara içilmemeli.
Dişeti hastalıkları vücut için fokal enfeksiyon odağı olduğundan tüm sağlığımızı tehdit etmektedir. Dişeti hastalığı olan hamile bayanlar ile olmayanlar düşük doğum ağırlığı ve erken doğum açısından karşılaştırıldığında, dişeti rahatsızlığı olan bireylerin 7 kat daha fazla risk taşıdığı bildirilmiştir.
Doğru hastada doğru beyazlatma ürünü seçildiğinde diş beyazlatma tedavisinin hiçbir zararı yoktur. Diş beyazlatma tedavisi sonucu yapısal değişiklik ve kalıcı hasar oluştuğunu gösteren araştırma yoktur. Diş beyazlatma esnasında ve sonrasında bir hassasiyet oluşabilir ancak bu hassasiyet geçicidir. Diş renginin değiştirilmesindeki en konservatif yöntem diş beyazlatmadır. Diş beyazlatmanın alternatifi porselen, kompozit laminalar veya porselen kaplamalardır.
Ağız sağlığı düzenli bir ağız bakımı ile korunabilir. Ağız yapısı için uygun bir diş fırçası ,diş macunu,doğru fırçalama yöntemi,diş fırçasını uygun aralıklarla değiştirmek,diş fırçasının beraberinde diş ipi kullanarak ara yüzleri temizlemek ve herhangi bir problem olmasa dahi, altı ayda bir, kontrol için Diş Hekimine gitmek, ağız sağlığınızı korumada yeterli olacaktır.
Diş çürümelerinin ana nedeni; “Mikrobiyal Dental Plak” tır. Nedeni ise; ağzın temizlenmemesi sonucu, dişlerin bütün yüzeylerinde, diş-dişeti birleşiminde biriken milyonlarca mikroptur. Bu plak temizlenmezse mikropların ürettiği zararlı maddeler diş çürüklerine ve dişeti hastalıklarına neden olur. Plak, ağız çalkalama veya parmaklarla yapılan ovma sonucu çıkmaz. Bunu yok etmek için, kesinlikle diş fırçası kullanılmalıdır.
Diş fırçalarken uygulamamız gereken en önemli şey tüm yüzeyleri en etkili ve doğru biçimde fırçalamaktır. Bunun için; alt çenede ve üst çenede bulunan dişlerin ön-arka ve geride bulunanların da çiğneyici yüzeyleri ile tüm dişlerin arasını iyice fırçalamak gerekmektedir. Fırçalama yaparken; Dış yüzeylerin fırçalanması sırasında, diş fırçası, kılların yarısı dişin yüzeyinde diğer yarısı da dişetinde olacak biçimde tutulmalıdır. Sonrasında; fırçayı yerinden oynatmadan üst çenede yukarı, alt çenede aşağı doğru 45 derece eğim verilmelidir. Yine fırçayı yerinden oynatmadan, yan yüzeyler, 8-10 kez küçük dairesel hareketlerle, çiğneyici yüzeyler ise öne – arkaya hareketlerle fırçalanmalıdır.Bu işlemler tamamlandığında, ağız içi bol suyla çalkalanmalıdır.Fırçalama sırasında gereğinden fazla kuvvet uygulayarak fırçanın dişetine zarar vermesine sebep olunmamalıdır.Sağlıklı bir ağız , sağlıklı dişetlerine sahip olmakla elde edilir.Fırçalama sırasında kanayan dişetleri bir dişeti hastalığının habercisidir.
En az 3 saat (özellikle çay,çorba gibi çok sıcak olan) yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalı. Sıcak banyo yapılmamalı,Sıcak havada, Güneş altında kalınmamalı,Sigara içilmemeli , Alkol alınmamalı, Dudaklarda uyuşukluk varsa geçene kadar ısırarak kontrol yapılmamalı, Temizliğinden emin olunmayan gıdalar ağıza alınmamalıdır. Diş çekimi yarası 1-2 hafta içinde kapanır.Bu süre içinde ağız temizliğine daha da özen gösterilmesi ( oluşabilecek enfeksiyonlardan korunabilmek için ) tavsiye olunur.
Ortalama 3 saat sonra, uyuşukluk hissi geçer.( Kişisel ve yapısal özelliklere, ilaç tipine göre bazen 1 , bazen de 4 – 5 saat sürebilir.) Çekim yerine konan pamuk tampon,15 dakika dişler sıkılarak bastırılmalıdır, çekim yarasının ilk andaki kanaması bu tamponlama ile durdurulmaktadır. Pamuk tamponun sık sık değiştirilmesi pıhtılaşmayı geciktireceğinden tavsiye edilmez. Tampon atıldıktan sonra ( kişiye ve yara yerine göre ) pıhtılaşma başlayana kadar sızıntı şeklinde bir kanama olur. Uyuşukluk geçtikten sonra hafif bir ağrı olabilir.Bu durumda( Aspirin dışında ! ) ağrı kesici bir ilaç kullanılabilir.
Çocuğunuz tükürebildiğinde. florür yalnızca uygun seviyelerde olduğunda güvenlidir ve dişleri kuvvetlendirmek için gereklidir. Yürümeye başlayan bebekler, aşırı miktarlarda diş macunu yutmaya eğilimli olduklarından, bu durum, dişlerin renklenmesine neden olan fluorozise neden olabilir. Ve unutmayınız ki – suyunuz florürlü olsa bile, florürlü diş macunu kullanmanız gerekir. florür , hem – diş macunu gibi – “yüzeyel ” olarak hem de su veya florür takviyeleri gibi “yutulan" şekillerde de gereklidir.
Daha öncede de belirtildiği gibi "hamilelik döneminde annenin dişlerinden kalsiyum çekildiği ve bu nedenle her bebeğin anneye bir diş kaybettireceği" inancı kesinlikle doğru değildir. Hamilelik döneminde vücuttaki dengenin bozulması dişlerin çabuk çürümesine uygun bir ortam yaratır. Bu dönemde dişlerin daha çabuk çürümelerinin nedenleri şunlardır;
Bebek beslenen dönemde tatlıya, aburcubura aşırı istek belirir ve bunlar yendikten sonra diş fırçalama ihmal edilir. İlk aylarda görülen kusmalardan sonra anne ağız bakımına yeterince özen göstermeyebilir. Gebelik hormonlarının (östojen, progertron) etkisi ile dişetleri daha çabuk kanayan anne, dişlerini fırçalamaktan kaçınır. İşte bu nedenlerden ötürü bu dönemde diş sağlığına daha özen göstermek gerekir.